modern zamanlar yolcusu
29 Aralık 2014 Pazartesi
Modern Zamanlar Yolcusu Arşivi
29 Aralık 2014
22 Aralık 2014
15 Aralık 2014
8 Aralık 2014
1 Aralık 2014
24 Kasım 2014
17 Kasım 2014
17 Kasım 2014 Pazartesi
30 Ekim 2014 Perşembe
22 Ekim 2014 Çarşamba
2. bölüm özeti - Çocuğu anlamak
Modern Zamanlar Yolcusu'nda bu hafta Çocuğu Anlamak idi. Peygamber Efendimiz (sav) hadis-i şerifinde "Çocuğu olan onunla çocuklaşsın." buyurmuştur. Bu ifade çok farklı pencereler açıyor bize. Çocuklaşmak, sadece onlarla çocuk gibi oynamak değil, aynı zamanda onların düşünce şeklini, hayata bakışını, günlük hayatı yaşayışlarını anlayabilecek konuma gelmek demektir. Şöyle düşünün, çocuğun seviyesine inip bulunduğunuz yere o seviyeden baktığınızda çocuğunuzun kişiler, durumlar ve ortamla ilgili yorumlarını daha anlamlı bulabilirsiniz. Çok da uzun olmayan bir arkadaşınızı bulunduğu yerden dev gibi gören çocuğunuzun aslında saçma bir şey söylemediğini, sadece kendi gördüğünü aktardığını onun bulunduğu konumdan bakmadan anlayamıyoruz. Çocuklaşmayı bir çok farklı bileşeniyle ele almak bu bakımdan çok önemli. Onu anlamanın temelini oluşturuyoruz.
Peki çocuğunuzu anlamak size ve ailenize ne katacak? Çocuklei aşarak onun zihin ve ruh yapısını tanıyacak ve buna göre davranabileceksiniz! Çatışmaların oluşmasının en önemli sebebi karşımızdakini tam olarak tanıyamamızdır. Tanıdığımız noktada çatışmanın oluşmasına engel olabileceğimiz gibi, çatışmayı doğru bir şekilde yönlendirmeyi ve sonuçlandırmayı da başarabiliriz.
Çocuğu iyi anlamak için onun gelişim dönemlerini de bilmemiz gerekiyor. Ay ay ilerlerken artık neleri kendi kendine yapabiliyor, neleri tek başına yapmak istiyor, bunları bilmemiz ve ona göre çocuğa kontrollü, sınırları belli ve net, ama aynı zamanda çocuğun kendini geliştirip, yeni şeyleri tecrübe edebileceği ve tekrar tekrar deneyebileceği bir alan oluşturabilmemizi sağlar.
Çocuk, anne babadan ayrı bir kişiliktir. Fıtratından getirdiği özelliklere saygı göstermek gerekir. Kimi çocuk kalabalık ortamları çok severken, kimisi bundan özellikle uzak durmayı tercih edebilir. Bu kısmen geliştirlebilir bir özelliktir. Bu konuda çocuğu geliştirmek amacıyla zorlamak, işlevsel bir deneme olmayacağı gibi, çocukla ilişkiyi yıpratan bir durum oluşturacaktır.
Çocukların fiziksel ihtiyaçlarını gidermenin yanında ruhsal ihtiyaçlarına da ilgi göstermek gerekir. Çocuğunuzu gerçekten tanırsanız, onun sevdiği ve sevmediği oyunları, durumları ve ortamları bilir ve ona göre tedbir alıp düzenlemeler yapabilirsiniz.
Bunların hepsini yaparken çocukla konuşmak çok çok çok önemli bir husus. Daha bebekliğinden itibaren çocukla konuşmak onun sözel iletişim kurması için altyapıyı hazırlayan ve bunu bir alışkanlık haline getirmesini sağlayan bir etken olacaktır. Henüz dünyaya yeni gelmiş bir bebek bile olsa konuşmak gereklidir. Anlamıyor diye düşünüp konuşmayı bırakmak, ilişki kurmayı ertelemek anlamına gelir ve ebeveyn açısından çok talihsiz bir seçimdir.
Konuşmak bir alışkanlıktır ve öğrenilen bir şeydir. Çocuklar siz onlarla ne kadar konuşursanız, o kadar çok kelime öğrenirler ve size sözel olarak kendilerini ifade edemeseler de sizi anlarlar. Bu bakımdan bir açıdan da yanlarında konuşurken seçtiğiniz kelimeler de çok önemlidir. Çocuğunuz nelerden bahsetsin, hangi kelimeleri kullansın, nasıl cümleler kursun istiyorsanız yanında ve günlük hayatınızda siz de o şekilde konuşmalısınız. Kendi yaptığınız bir şeyi çocuktan yapmamasını veya tam tersi kendi yapmadığınız bir şeyi çocuktan yapmasını bekleyemezsiniz.
Çocukla konuşmanın çocuğa sölyediklerinizin yanında, söylemediğiniz ama çocuğa verdiği mesajlar da vardır: Sen beni anlayabilecek donanımdasın. Seni adam yerine koyuyorum, seni muhatap alıyorum. Ben seninle konuşuyorum, sana anlatıyorum, sen de benimle konuş ve bana anlat lütfen.
Bu mesajlar çok önemli bir bilgi sağlıyor çocuğa. Kendimi ifade edebilirim. Konuşmanın olmadığı yerdeyse çocuk kendini ifade etmeyi öğrenemediği için öfke nöbetleri, ağlama krizleri gibi sıkça karşılaştığımız davranış sorunları ortaya çıkıyor.
Çocuklar hep bir şeyler anlatmaya ve kendini farkettirmeye çalışır. Genel manada istediği şey becerilerinin gelişiminin takdir edilmesidir. herkes çabasının, gayretinin, yaşadığı sürecin farkedilmesini ve takdir edilmesini ister. Çocuk da bunların takdir edildiği noktada sakinleşir ve huzurlu olur. Artık kendini göstermeye çalışmıyor ve bir şeyleri görmeniz için etrafınızda yana yakıla dolaşmıyorsa çevresindeki yetişkinlerden ümidi kesmiş demektir.
Daha fazla detay ve dinleyicicleirmizin sorularına verdiğimiz cevaplar için 2. bölümü arşivden dinleyebilirsiniz.
Sevgiler
Psk. Büşra Odabaşoğlu
Peki çocuğunuzu anlamak size ve ailenize ne katacak? Çocuklei aşarak onun zihin ve ruh yapısını tanıyacak ve buna göre davranabileceksiniz! Çatışmaların oluşmasının en önemli sebebi karşımızdakini tam olarak tanıyamamızdır. Tanıdığımız noktada çatışmanın oluşmasına engel olabileceğimiz gibi, çatışmayı doğru bir şekilde yönlendirmeyi ve sonuçlandırmayı da başarabiliriz.
Çocuğu iyi anlamak için onun gelişim dönemlerini de bilmemiz gerekiyor. Ay ay ilerlerken artık neleri kendi kendine yapabiliyor, neleri tek başına yapmak istiyor, bunları bilmemiz ve ona göre çocuğa kontrollü, sınırları belli ve net, ama aynı zamanda çocuğun kendini geliştirip, yeni şeyleri tecrübe edebileceği ve tekrar tekrar deneyebileceği bir alan oluşturabilmemizi sağlar.
Çocuk, anne babadan ayrı bir kişiliktir. Fıtratından getirdiği özelliklere saygı göstermek gerekir. Kimi çocuk kalabalık ortamları çok severken, kimisi bundan özellikle uzak durmayı tercih edebilir. Bu kısmen geliştirlebilir bir özelliktir. Bu konuda çocuğu geliştirmek amacıyla zorlamak, işlevsel bir deneme olmayacağı gibi, çocukla ilişkiyi yıpratan bir durum oluşturacaktır.
Çocukların fiziksel ihtiyaçlarını gidermenin yanında ruhsal ihtiyaçlarına da ilgi göstermek gerekir. Çocuğunuzu gerçekten tanırsanız, onun sevdiği ve sevmediği oyunları, durumları ve ortamları bilir ve ona göre tedbir alıp düzenlemeler yapabilirsiniz.
Bunların hepsini yaparken çocukla konuşmak çok çok çok önemli bir husus. Daha bebekliğinden itibaren çocukla konuşmak onun sözel iletişim kurması için altyapıyı hazırlayan ve bunu bir alışkanlık haline getirmesini sağlayan bir etken olacaktır. Henüz dünyaya yeni gelmiş bir bebek bile olsa konuşmak gereklidir. Anlamıyor diye düşünüp konuşmayı bırakmak, ilişki kurmayı ertelemek anlamına gelir ve ebeveyn açısından çok talihsiz bir seçimdir.
Konuşmak bir alışkanlıktır ve öğrenilen bir şeydir. Çocuklar siz onlarla ne kadar konuşursanız, o kadar çok kelime öğrenirler ve size sözel olarak kendilerini ifade edemeseler de sizi anlarlar. Bu bakımdan bir açıdan da yanlarında konuşurken seçtiğiniz kelimeler de çok önemlidir. Çocuğunuz nelerden bahsetsin, hangi kelimeleri kullansın, nasıl cümleler kursun istiyorsanız yanında ve günlük hayatınızda siz de o şekilde konuşmalısınız. Kendi yaptığınız bir şeyi çocuktan yapmamasını veya tam tersi kendi yapmadığınız bir şeyi çocuktan yapmasını bekleyemezsiniz.
Çocukla konuşmanın çocuğa sölyediklerinizin yanında, söylemediğiniz ama çocuğa verdiği mesajlar da vardır: Sen beni anlayabilecek donanımdasın. Seni adam yerine koyuyorum, seni muhatap alıyorum. Ben seninle konuşuyorum, sana anlatıyorum, sen de benimle konuş ve bana anlat lütfen.
Bu mesajlar çok önemli bir bilgi sağlıyor çocuğa. Kendimi ifade edebilirim. Konuşmanın olmadığı yerdeyse çocuk kendini ifade etmeyi öğrenemediği için öfke nöbetleri, ağlama krizleri gibi sıkça karşılaştığımız davranış sorunları ortaya çıkıyor.
Çocuklar hep bir şeyler anlatmaya ve kendini farkettirmeye çalışır. Genel manada istediği şey becerilerinin gelişiminin takdir edilmesidir. herkes çabasının, gayretinin, yaşadığı sürecin farkedilmesini ve takdir edilmesini ister. Çocuk da bunların takdir edildiği noktada sakinleşir ve huzurlu olur. Artık kendini göstermeye çalışmıyor ve bir şeyleri görmeniz için etrafınızda yana yakıla dolaşmıyorsa çevresindeki yetişkinlerden ümidi kesmiş demektir.
Daha fazla detay ve dinleyicicleirmizin sorularına verdiğimiz cevaplar için 2. bölümü arşivden dinleyebilirsiniz.
Sevgiler
Psk. Büşra Odabaşoğlu
14 Ekim 2014 Salı
Modern Zamanlar Yolcusu 1.bölüm
13 Ekim 2014 Pazartesi
Modern Zamanlar Yolcusu ilk programımızı buradan dinleyebilirsiniz.
Kaydol:
Yorumlar (Atom)